İzleyiciler

21 Temmuz 2011 Perşembe

Klasik Öğretmen Sözleri

Klasik Öğretmen Sözleri

*Bunu sinavda sorarım...!
*Ben bunlari zaten biliyorum!
*Buna benzer sorular üniversitede sık sık çıkar.
*Bi insan söyleneni bidefa da anlar Afedersiniz siz aptalmisiniz??
*Arka taraf konusmayi kesin!
*N'oluyor orda!!

Birisiyle karşılaştığınızda kendinizle karşılaşırsınız aslında

Birisiyle karşılaştığınızda kendinizle karşılaşırsınız aslında.
Benliğiniz, size kendisini takdim eder. Karşınızda duran kişi
sizin bir suretinizdir. O kişiyi karşınıza çıkaran bir peri vardır
içinizde. Pek çok formlarda belirirsiniz kendi önünüzde; lakin
bunların hepsi sizin kendi yansımalarınızdır. Bu yansımalar hakkında ne hissederseniz hissedin sizin bir yanınızı ortaya koyar onlar. Bu size uzak göründüğü denli ürkünç de gelir.

Modern yaşam çocukları güçsüzleştirdi

İngiltere'de yapılan bir araştırmada, artık sokakta oynamayan çocukların fiziksel olarak daha zayıf hale geldikleri belirlendi.
Acta Paediatrica adlı çocuk sağlığı dergisinde yayımlanan araştırma, ağaca tırmanmak, ip atlamak, top koşturmak gibi oyunlar yerine bilgisayar ve televizyon başında zamanını geçiren çocukların sağlığı konusundaki kaygıyı dile getirdi.
Fitness uzmanı Dr. Sandercock ve ekibi, 2008'de 10 yaşındaki 315 çocuğun katılımıyla gerçekleştirdikleri araştırmayı, 1998 yılında aynı yaş grubundaki 309 çocuk üzerinde yapılan araştırmayla karşılaştırdıklarında, günümüz çocuklarının kaslarının 1990'lı yıllarda büyüyenlere göre daha zayıf olduğunu tespit etti.

Yaşlandıkça öğrenmek neden zorlaşıyor?

Yaşlandıkça öğrenmenin zorlaşmasının nedeninin, katlanılan stres olduğu bildirildi.
Amerikalı araştırmacılar, yaşlandıkça beyinde öğrenme için gerekli olan sinir hücrelerinin stres nedeniyle büzüştüğünü ve şekillenme özelliğini yitirdiğini belirtti.
Araştırmacılar, fareler üzerinde yaptıkları incelemelerde, beynin orta yaşta, gençlikte olduğu kadar çevik olmadığının görüldüğünü, strese maruz kalan genç hayvanların toparlanabildiğini ancak orta yaşta bu kabiliyetin yitirilmeye başladığını açıkladı.

Birimizin yarası hepimizin canını yakıyor !..

Hepimizin yarası, hep aynı yerde…

NOTRE DAMME

Notre Damme’nin Kamburu adlı filmde, insana dehşet verecek kadar çirkin olan kilise zangoçu Qasimado, güzel çingene kızı Esmeralda’yı darağacından kurtarır ve kilisenin dev çanları arasına saklar.Bunu yaptığı için, baş rahip tarafından kırbaçla dövülür..

Qasimado’yu ilk gördüğünde, tarifsiz bir dehşete kapılan ama sonra bu iyi kalpli zangoca minnet duyan çingene kızı, onun yüzündeki yaralara parmaklarıyla dokunur.Hilkat garibesi zangoç, çingene kızının gözlerine bakar ve “Yaram orada değil, burada” der..Gösterdiği yer kalbidir…

Bizim yaralarımız da tıplı zangoç Qasimado gibi tenimizin altında kanıyor.Gözyaşı kanıyor, alın teri kanıyor, isyan kanıyor, hüzün kanıyor ama hep içimizden kanıyoruz…

Küçük bir çocuk, geçim derdi yüzünden okuldan alındığında, kalem tutarken bile yorulan narin parmaklarıyla, koyu gri, soluksuz bir kaporta atölyesinde zımpara yaptığında, kanayan parmakları değildi…

"Oy Madımak" Hüzünlü Bir Ağıt

"Oy Madımak" Hüzünlü Bir Ağıt

2 Temmuz günüyle birlikte hafızalarımıza kazınan Sivas olaylarının yıldönümünü 18. defa geride bıraktık. Tüm çabalara rağmen, vicdanının sesine kulaklarını kapamadıkça insanlık, Sivas'ı da Maraş'ı da Çorum'u da unutmayacaktır.
Sadık Çelik
Bu sene valilikten Madımak önünde anma etkinliği yapılmasına izin çıkmadı. Buna rağmen 2 Temmuz günü otele doğru yürüyen kalabalığı polis biber gazı sıkarak dağıttı.

7 Haziran 2011 Salı

Ne iyilik ne kötülük sizi etkilemesin- - Neither good nor evil affect you

Neither good nor evil affect you





yaù sarvatränabhisnehas
tat tat präpya çubhäçubham
näbhinandati na dveñöi
tasya prajïä pratiñöhitä
A.C. Bhaktivedanta Swami Prabhupada Tarafından Çeviri
Maddi dünyada kazanacağı her türlü iyilikten ya da her türlü kötülükten etkilenmeyen,buna ne şükreden ya da bunu hakir gören kişi sıkı bir şekilde mükemmel bilgide sabitleşmiştir.
A.C. Bhaktivedanta Swami Prabhupada’nın Açıklaması

6 Haziran 2011 Pazartesi

Kadına şiddet yakıcı ve bâkir

'Kadına şiddet yakıcı ve bâkir'

Kız Doğursun Anneler adlı dosyasıyla Yunus Nadi Sosyal Bilimler Araştırma Ödülü'ne değer görülen Eray Karınca, hukuk koridorlarına yirmi altı yılını veren bir yargıç. Karınca, çalışmasını bu süreçte tanıklık ettiği olayları ve Türkiye'deki yasal işleyişe dikkat çekmek için yapmış. Karınca'yla Yunus Nadi Ödülleri ve kitabı üzerine söyleştik.
yeni çıkan kitaplar
Yunus Nadi Ödülleri yazın dünyasında önemli, birçok yazara da ödül veren bir yarışma. Bu anlamda yarışma kitap dünyasına neler kazandırıyor?

- Yunus Nadi Ödülleri, Türkiye'nin en saygın ödülüdür. Alanının en iyilerini kamuoyuna duyurarak, kültürel varlığımıza çok önemli katkı sağlıyor.

- Size ödül kazandıran Kız Doğursun Anneler adlı çalışmanın hazırlık sürecini anlatır mısınız?

Yok artık Orhan Pamuk - Can Ataklı

Orhan Pamuk’a hep sempatim vardı. Hiç tanımadım ama yazdığı romanları, özellikle çocukluk anılarımı yaşadığım Eskihisar’da geçen Cevdet Bey ve Oğulları’nı çok sevmiştim.

Nobel ödülü aldığında, bunun siyasi bir karar olduğunu bildiğim halde çok sevinmiştim. Okurlardan gelen tepkilere de göğüs germeye çalışmış ve “AKP iktidarının yarattığı iklimde Orhan Pamuk’u anlamak zor olabilir, bu iklim değiştiğinde durum farklı olacaktır” diye savunmuştum.

Ancak Orhan Pamuk insana “yok artık” dedirtiyor.

Bu kadar yetenekli, bilgili, entelektüel gelişimi çok yüksek bir yazarın nasıl bu kadar ülke sevgisizliği içinde olduğunu artık anlamıyorum.

Pamuk yine dış basına konuşmuş.

Sanıyorum Nişantaşı, New York, Londra, Hindistan’ın tatil beldeleri arasında mekik dokuduğundan olacak Türkiye gerçeğini tersten görmeye devam ediyor.

Bir entelektüel olarak hukukun üstünlüğüne, demokrasinin erdemine, insan haklarına saygı göstermesi gerektiği halde, hukuksuzlukların, demokrasiyi ayaklar altına almanın ve insan özgürlüğüne darbe vurulmasının yanında olduğu gibi bir görünüm sergiliyor.

Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından ve iki kutuplu dünyanın sona ermesinden sonra Türkiye’de de ordunun gücünü kaybettiğini ve bunun çok doğal olduğunu unutup, iktidarı “ordunun gücünü azalttı” diye alkışlayabiliyor.

Asıl uygulamanın Türkiye’yi dönüştürmek için asker üzerinden tüm muhalefeti susturmak, Türkiye’yi bir korku ülkesine haline getirmek olduğunu nedense görmezden geliyor.

Ne yazık ki, darbeler konusunda bile çok az şey bildiği çıkıyor ortaya. Ordu Türkiye’de hiçbir zaman laiklikle ilgili bir hassasiyet üzerine darbe yapmadı. Hatta öyle ki “Atatürk adına yönetime el koyduklarını” söyleyen 12 Eylül generallerinin dini nasıl kullandıklarını, “Rabıta” desteğini Türkiye’ye soktuklarını bile bilmiyor.

İlişkiler ve Beraberlikler

İlişki ve beraberlik kelimeleri aslında aynı anlamdaymış gibi kullanılsa da pek çok açıdan farklı anlamlar taşıyan sözcüklerdir. İlişki her zaman bir cinsiyet içermez ama beraberlik dediğimizde ilk akla gelen hemen her zaman karşı cins olur.

Beraberlik daha çok kadın ve erkek ilişkisini içerir.Ama ilişki için aynı şey söz konusu değildir.İş ilişkisi,arkadaşlık ilişkisi, kardeş ilişkisi,ebeveyn ilişkisi gibi pek çok ilişkiden bahsedebiliriz.Oysa arkadaşlık beraberliği ya da iş beraberliğinden söz edemeyiz.Bu anlamda beraberlikler daha çok kadın erkek birlikteliğini çağrıştırır.