Hani kimse parıldayan güneşe doğrudan bakamaz ya, ama güneş tutulmasında herkes gözünü güneşe diker. İnsanların düşünceleride böyle işte, doğru olana değil de neyin yanlış olduğuna hemen odaklanır. Doğrularınızı bilmezler, bakmazlar. Her zaman kötü bir açık ararlar üstünüzde. Boşuna bir arayış, bence bu dünya'da iyi yok, iyi gibi gözükenler var. Güneşin parıldamasını hayatlarında hiç araştırmazlar, ama güneş tutulmasını bir günde mutluluk içinde izlerler. Ters bir vakadır insanoğlu, tabiata göre hep dengesizlikte yaşar, insanlara karşı korku ve kötülükle yaşar. Ama insan ne kadar kahraman olursa olsun ufak bir kusuru varsa bile bunu değiştiremez, kusurlu kusurludur.
Hile yapmaktan zevk alan, kolay incinen, zevkleri önceden yaşayan sonradan hayal kırıklığına uğrayan, sevincini yersiz yaşayıp sonradan üzülen insanlarız, ters gidiyoruz. Ters gittiğimiz için tüm bu terslikler. Her şeye biraz gizem katamıyoruz, büyüyü hemen bozmak istiyoruz. Platon'un ideal ve mutlu yaşamdan kastı bu, normali normal yaşayamıyoruz, zoru zor olduğu için çözemiyoruz.
Biz mükemmel doğmadık, mükemmel olamayız, biz berrak insanlarız, Hepimizin birşeyleri ortada, saklayamayız. Bırakın nabza göre şerbet vermek taktiklerini. Mükemmeliyet varsa da bu nicelikle değil, nitelikle alakalıdır.
Elinizde bir portakal var diyelim, sıktınız onu, geriye sadece acısı kalır kabuğundan... Doğrularınızı, yaşamınızı en uç noktaya ittikçe yanlışlarla daha çok karşılaşacaksınız, çok kurnazsanız bir gün daha çok ahmak olacaksınız, çok eğleniyorsan çok ağlayacaksın. Köyde bile inekleri çok sağdıklarında süt yerine kan gelir.
Erdemlerimiz yok, olmayacak. Doğa ve tabiat, hayat bu kadar açıkken sen neyi elde etmek istiyorsun insanoğlu?
Güzel Sözler - Özlü Sözler - Anlamlı Sözler - Deneme Yazıları Makale
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Güzel Sözler - Özlü Sözler - Anlamlı Sözler - Deneme Yazıları Makale