İzleyiciler

29 Kasım 2021 Pazartesi

Gökyüzüne ve ışıklara bin selam !

İçimde kuşlara kanat çırptıracak kadar büyük bir sevinç ama her an kendimi bir denizin ortasına bırakacak kadar da hüzün sarmalı .. Sanki her şey yoluna girmiş gibi bir his...


Sanki her şey bir süreliğine de olsa uzaklaşmış gibi ama yine de yanı başımda mıh gibi... Bugün bir başka bakıyorum güneşe ve insanlara. Bir başka bakıyorum sevdiklerime ve sevmediklerime. Biraz âşık olmuş gibi ama âşık olunan nesne yokmuş gibi de. Karanlık aydınlığa ulaşmış gibi ama aydınlık da her an kararacakmış gibi biraz korkak ve mağrur...

8 Kasım 2021 Pazartesi

Ruhu, esaretten kurtaracağız


Yaşansın istediğim şarkılar var.

Yaşansın. Uzasın. Çoğalsın.

Çok uzasın.

Dönüp arkaya bakma cesaretim olmaz belki.

Belki o zaman dinlemek bu kadar acı verici olmaz.

Zaman geçiyor, üstelik yol da bitiyor.

İçimde kuşlara kanat çırpacak kadar büyük bir sevinç ama her an kendimi bir denizin ortasından bırakacak kadar da hüzün sarmalı mevcut. Sanki her şey yoluna girmiş gibi bir his... Sanki her şey bir süreliğine de olsa uzaklaşmış gibi ama yine de yanı başımdan ayrılmamaya yemin etmiş gibi... Bugün bir başka bakıyorum Güneş’e ve insanlara. Bir başka bakıyorum sevdiklerime ve sevmediklerime. Biraz âşık olmuş gibi ama âşık olunan nesne yokmuş gibi de. Karanlık aydınlığa ulaşmış gibi ama aydınlık da her an kararacakmış gibi biraz korkak ve mağrur...


Kendimi kendime anlatamayacak kadar lal ve çaresiz

Bir yer var biliyorum ..

Gecenin siyahına yemin etmişcesine zor bir gece oluyor. Kalbimde hissettiğim tüm hislerim bedenime acı olarak saplanıp duruyor.Üstelik ne zaman dineceğini bilmezcesine... Ne sabah doğacak güneş tesellisidir acımın ne de şu an parlamakta olan yıldızlar.


İçimde seni arayan çığlıklarımla savaştım. Üstelik verdiğim tek savaş da bu değil.

Dünya içinde garip bir kavram şu zaman

“Zaman değilmiş gideni geri getiren, aslında zamanmış var olanı götüren...” der Cemal Süreya... Öyle de garip bir yer işte bu dünya. Dünya içinde garip bir kavram şu zaman. Bir türlü idrak edemediğimiz ve kıymetini bilemediğimiz...

Sonsuzluk evreninin bir parçasıyız aslında. Yaratılmışların en üstünde var olan bir yaratılmış olarak hem de... Ama duygularına yenik düşen, hayatı anlayamayan bir yaratılmış: İnsan... Türlü hayatlar içinde geçip duruyor aslında ömrümüz. Tek bir hayat yaşıyor gibi görünsek de birçok hayatın bazen başrolü bazen de figüranı oluyoruz. İstesek de istemesek de sürdürüyoruz bu rolleri. Âlemler arası geçişi yaşıyoruz. Fark etmesek de... Bazen bu hikâyelerde kaybettiklerimiz oluyor. Hem ruhen hem bedenen... Bize de Beyatlı gibi söylemek kalıyor: “Birçok giden memnun ki yerinden, dönen yok seferinden...”


Birçok sokaktan, birçok eski yapının önünden geçiyoruz. Hiç sormuyor muyuz: