Yaratılmışlığın verdiği haz ile yaratılanı sevmek. Üzerine titrerken, gözünü ondan ayıramamak ve sanki göğsünden fırlayacakmışcasına çarpan deli yüreği, sadece sevdiğine adamak.Biz buna aşk diyoruz Adem ile Havva’dan beri. O aşk değil mi yasak elmayı yediren.
Öyle bir şeydir ki aşk, üşüyorkan bile sevgiliyi ısıtmak için yanarsın ıslak ve titrek.
Tarifi yoktur duyguların, onun tok olduğundan emin olmadan acıktığını hissedememek.
Ateş gibidir aşk, tüm benliğinle yanar tutuşursun da, gözünün içine bakarken buz kesilirsin bir anda. Hele sevgilinin dudakları kıpırdanmaya başlamasın bir an, sanki tüm dünya derin bir sessizliğe bürünür ve hafif uğuldar gibi bir ortamda, titrer gibi olan dudaklardan dökülen kelimeler çınlar, kulaklarından girip, beyninin tam ortasında.
Aşk cephede savaşırken, yenen alçak bir merminin acısını bile hissetmemektir. Canın bile yanmaz mahşeri yaşayan, hasretle kavrulmuş yürekte.
Ve aşk tüm masumiyetlerin ötesine geçerek, belki de tüm günahlara diz çökertecek hazza sürükler insanoğlunu. Yanan yürek cehenneme çevirdiği ten ile yaşamak ister kendi ateşini, yakmak ister sevgilinin her bir hücresini. İşte o aşk, kelimeleri tozlu raflara kaldırıp yangın olur dudaklarda.
Ve yaşadığını hissedersin kendi ateşinle yarattığın cehennemin tam ortasında. Aslında aşk Tanrı’dan önce davranıp, belki de kendi kıyametini zorlamaktır.
Aşk bir yazarın romanında, bir şairin dizelerinde anlam bulabilen, bir nağmenin ezgisinde sizi nirvanaya ulaştırabilen, benliğinizde tabularla yaratılan duvarları yıkma protesto şeklidir. Ne kadar duvar yıkabilirseniz, o kadar aşkı yaşamaya başlamışsınız demektir.
Aşk yaşamanız için yaratılan alemde, lokmana inat ölümü tercih ediş biçimidir.
Aşk kumdan kalelerden dünyaya meydan okumak gibidir.
Ve AŞK
Güzel Sözler - Özlü Sözler - Anlamlı Sözler - Deneme Yazıları Makale
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Güzel Sözler - Özlü Sözler - Anlamlı Sözler - Deneme Yazıları Makale