Çoğumuz zamanımızın çoğunu belki de hiç farkında olmadan ve bazen de farkında olarak, kızgınlık ve öfke duygularıyla beslenmiş bir şekilde çevremizi, yaşamları ve en önemlisi insanları yargılıyoruz. Sahip olduklarımızdan şikâyet ediyoruz, deneyimlerimizi sorguluyoruz.
Yargıda bulunurken kendi gerçekliğimizin içinde, kendi değerlerimizi ölçek alıyoruz. Kendi yaşam planımızın bize sunduklarını hak olarak görürken başkalarına sunulmamış olan bu haklar için onları kınıyoruz ve böyle davranarak belki de haksızlık yapıyoruz.