İzleyiciler

18 Ağustos 2011 Perşembe

Değişim, transformasyon ve biz

Değişime Direnmek
Değişim, mevcut halin, olduğundan farklı bir hale dönüşmesi demektir. Diğer bir deyişle değişim, transformasyondur. Bu dönüşüm kendiliğinden, iç dinamiklerin etkisiyle ya da dış etkenlerin müdahalesiyle olabilir.



Kişisel Değişim
İnsanların içsel öz kaynaklarını kullanarak kendilerini değiştirmesidir. Değişim insan için doğal bir olgudur ve belirli ihtiyaçların daha iyi karşılanması için ortaya çıkar.
Değişim, yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır. İnsan, yaşamın içinde akıp giderken değişim de onun peşinden gidecektir. Hayat, bizden bir şeyleri alıp götürürken; yerine hep yenilerini koyacaktır. Bir şey ‘gitmeden’ ve bitmeden yerine yeni bir şey gelemiyor. Bu yüzden sadece “gidenleri” değil gelenleri de görebilmeli insan…
Her gün bir yerden göçmek ne iyi
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş
Dünle beraber gitti cancağızım
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni, şeyler söylemek lazım.
(Mevlana)
Hayatın Olasılıklarına ve Değişime Açık Olmak
Tek bir yaratıma ve seçeneğe bağımlı kalmadan, anda beklentisiz kalmak. Geleceğe ve getireceklerine güvenerek şimdiye ve olan’a teslim olmak... İnsan, kafasında çok büyük bir istekle bir şey yarattığında kendini bir kişi, bir olay vb. ile sınırlandırır. Böylece Tanrı’nın ilahi planlarıyla, kendi yaşamına girebilecek güzel olasılıklara kendini kapatmış olur. Aslında daha çok ego odaklı olan, kendimizce “iyi” gördüğümüz tek bir olasılığa saplanıp yaşamı yanılsama sonuçların üzerine kuruyor olabiliriz. Bu yüzden olayları “iyi ya da “kötü” diye kendi içimizde yargılamadan, kendi dışımızda tutarak yani onları dışarıdan gözlemleyerek olayın içine girmeden ve onu içselleştirmeden, deneyimlerin içinden geçip gidebilmeliyiz.
Eski ve kendi kendini baltalayıcı davranışları tekrarlamak yerine bu davranışları göstermek üzere olduğunuz her seferinde, eskisinden daha farklı ve daha bilgece bir seçim yapmak faydalı olacaktır. Bunu yaptığınızda, eski davranışın enerjisi değişimden geçecek ve sizin için olumlu bir kişisel güce dönüşecektir.
Yaşadığınız her durumun içindeki büyüme ve gelişme fırsatını görmek ve kendi sorumluluğunu almak, diğer insanları da değişime yönlendirmenin en iyi yoludur.
Kuranı Kerim; “Bir kavim özünde olanı değiştirmedikçe, Allah da onların halini değiştirmez.” der. (Ra’d 11)
Hayat, yaşama can veren su gibidir. Ve hayat su gibi akıp gider. İnsan, düşüncelerini ve yaşamını kalıplara koymamalıdır. Çünkü düşüncelere konulan her kalıp, hayatı da sınırlandıracaktır.
Değişim İçin Bir Olumlama
“Seçenekler sonsuzdur ve benim gücüm de… Sınırlarımı her an geliştirmeye hazırım. Hayatın yeni mesajlarına kendimi açarak, gerektiğinde değişme esnekliğini gösteririm.”
Hayatımızın her döneminde, o zamanın enerjisine uygun olarak hayatımızdan bazı şeyler çıkıp gider. Bazı şeylerin değişiminin, bizim seçimimiz olmadığını düşünsek bile şu an yaşamımızdaki kimi şeyler değişiyor ve hayatımızdan çıkıp gidiyor. Bu giden şeyler büyük olasılıkla, eskiden beri bizimle olan ama artık enerjisel ve içsel görüş olarak bizi desteklemeyen şeylerdir.
Alıştığımız, bıraktığımızda kendimizi pek güvende hissetmeyeceğimiz şeyler de, yaşamlarımızdan ansızın çıkıp gider. Bunlar tutunduğumuz ilişkilerimiz; severek çalışmadığımız ancak, kendimizi mecbur hissettiğimiz işimiz, kalıplaşmış düşünce ve inançlarımız olabilir. Her ne sebeple olursa olsun bıraktığımız ya da bizim isteğimiz dışında bizi bırakan şeylerden boşalan yerler şu anki yolumuzda, şu anki bilincimizle ve farkındalığımızla; Tanrı’nın ve evrensel güçlerin de desteğiyle bize daha uygun ve yaşam yolumuza daha çok hizmet edecek şekilde dolacaktır. Tanrının ilahi planı her zaman bizim için işliyor. Bize sadece, her şeyin daha iyi olacağına koşulsuz olarak inanmak ve sabretmek düşüyor. Hayatımızdan bir şeylerin çıktığı, yaşamsal boşluklarımızın oluştuğu bu dönemlere “geçiş dönemi” deriz. Bu dönemler aslında insan yaşamının önemli zamanlarıdır ve bu dönemlere özel bir önem vermeliyiz.
Geçiş Dönemlerinden Geçmek
Eskiyi bırakmak ile yeniyi başlatmak arasında bir karmaşa ve boşluk dönemi yaşanır. İnsanlar genelde bu dönemde kendilerini kaybolmuş hisseder ve o kaybolmuşluğu, bir şeyin yanlış olduğunu gösteren başka bir işaret olarak yorumlar. Oysa bu sadece, tarafsız bölgenin verimli kaosuna girmiş olduklarını gösteren bir işarettir.
(William Bridges)
Antik Yunan Mitolojisi’ne göre de her şey Kaostan oluşmuştur.
… Başlangıçta “Kaos” vardı. Kaos, karışık ve hiçbir şekil almamış olan uçsuz bucaksız boşluğu ve karanlığı temsil ediyordu. Kaos’tan her şeyin dayanağı olan Gaia (yeryüzü) çıktı. Sonra sevginin temeli, her şeyi birbirine çeken, birleştiren ve çoğalma sembolü olan Eros (aşk) doğdu. Antik Yunan Mitolojisi’ne göre bir şeyin oluşabilmesi için önce hiçlik ve belirsizlik hali gereklidir. Sonra evrensel sevgi, sizin için tüm parçaları uygun bir şekilde birleştirecektir.
Hiçbir şey için “benimdir” deme.
Sadece de ki: “yanımdadır.”
Çünkü ne altın
Ne toprak
Ne sevgili
Ne hayat
Ne ölüm
Ne huzur
Ne de keder
Daima seninle kalmaz.
H. Lawrence
Bazı Yenilik ve Değişim Sembolleri
Kelebek: Yenilenme sembolüdür.
Yılan: Yeniden doğuş ve yenilenme sembolü olarak görülür.
Nokta: Yeni yaşam tohumudur.
Güneş tekerleği haçı: Her zaman iyi şansın ve değişimin sembolü olduğuna inanılır.



Farkındalık ve Değişimin İlişkisi
Farkındalık: Dikkatimizi şimdiki zamana çevirerek gördüğümüz, işittiğimiz ve hissettiğimiz şeylere odaklanmaktır.
Farkındalık, değişimden önce gelir. Bize öğretilenleri, kendimizi tanımladığımız kimlikleri, üstümüze giydiğimiz, bizi sınırlayan ve bize ağırlık yapıp, doğru nefes almamızı engelleyen korkularımızı karada, ardımızda bırakalım. Kendimizi yaşam nehrinin akışkan, dönüştürücü, kabul edici enginliğine bırakalım. Suyun içine girdiğimizde rahatlamak yerine çırpınırsak eğer bu sadece su yutmamıza neden olur. Suyun tüm veçheleriyle; akarsuyla, nehirle, gölle, denizle ve okyanusla bir olmalı; bütün olmalı ve onunla birlikte akmalı. Sen onun içindesin, deniz de senin içinde. “Ayrı” ve “başka” olduğunuz düşüncesi bir yanılsamadır sadece…
Hayat geriye doğru gitmez,
Dünle oyalanmaz.
Halil Cibran
Değişim ve Direnç
Değişimi kontrol altında tutma isteğiyle, direnç enerjisi yaratılmış olur. Direnç, kontrol etmektir. Bu kontrol arzusu bilinmeyene, yeniye duyulan korkudan kaynaklanır. Kontrol, sizi bir yol ayrımına götürür. Olayları istediğiniz yönde kontrol etmeye çabalamak için harcanan güç, aynı zamanda sizin dışınızda kalan ve istemediğiniz yöne doğru bir itişi de gerçekleştirecektir.
Bir şeyle savaştığınızda, onu sadece daha da güçlendirirsiniz.
(Chuck Palahniuk)
Tüm içsel direnmeler şu ya da bu şekilde bir olumsuzluk olarak hissedilir ve tüm olumsuzluklar dirençtir. Her ne zaman içinizde olumsuzluğun yükseldiğini hissederseniz, buna ister dış etken ister bir düşünce neden olsun onu, “dikkat şimdi ve burada uyan” diyen bir ses olarak görün. En hafif bir sinirlenme bile önemlidir. Bir kez siz bu enerji alanını içinizde tutmak istemediğinizi ve onun hiçbir amaca hizmet etmediğini idrak ettiğinizde, onu hemen bırakabilirsiniz. Ama o zaman onu tamamen bıraktığınızdan emin olun. Eğer bırakamazsanız, sadece onun orada olduğunu kabul edin. Ve daha önce de işaret ettiğim gibi dikkatinizi duyduğunuz hisse verin.
Her zaman her yerde değişim…
Şimdinin Gücü kitabından alıntı:
Daimi Enerji Dönüşümü Yasası
“Tekrar eve dönemezsiniz.” Gerçekten de eve dönemezsiniz. Çünkü siz evden ayrıldığınız anda ev değişti, siz de öyle! Vücudunuzdaki her hücre bir yıldan daha kısa içinde yenilenir. Siz de bir yıl önce olduğunuz insan değilsinizdir artık. Eski evinize dönebilirsiniz ama siz de, eviniz de aynı değilsinizdir artık. Sizle birlikte, ilişkileriniz de aynı olmayacaktır. Hatta bizim bildiğimiz dünya bile aynı kalmamıştır.
Eğer hiçbir alanda başarılı olamıyorsak, düşüncelerimizi nelere yoğunlaştırdığımıza dikkat etmeliyiz. Modası geçmiş ve engelleyici fikirler, alışkanlıklar, eylemler, tavırlar, değerler, inançlar ve beklentilerle yaşıyor olabiliriz. Bu eski zihin kalıpları bizi sınırlamalara ve yoksunluklara iter. Bu yüzden eski negatif programlanmış düşüncelerimizi, yaşamda mümkün olan her şeyi olmamıza ve yapmamıza izin verecek yeni düşüncelerle değiştirmeliyiz.
Bolluk Yasaları kitabından alıntı: Değişim, sen sakinleştiğinde, kalbin daha uyumlu; beynin de gittikçe daha huzurlu olduğunda gerçekleşir. Sen kendi varlığına, öz merkezine yaklaşmaya başladıkça senin elinde olmayan bir değişim meydana gelir.
Hayatınızda güvenli kıyılara tutunup kalmak, korkularınıza hapsolmayı seçmekten başka bir şey değildir. Kapalı kutuya dönüşmüş bir hayatı yaşarken özgür olduğunuzu söyleyebilirsiniz, bu yalnızca bir hayaldir…
(Osho)

Güzel Sözler - Özlü Sözler - Anlamlı Sözler - Deneme Yazıları Makale

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Güzel Sözler - Özlü Sözler - Anlamlı Sözler - Deneme Yazıları Makale