ELİNİZİ
HİÇ KAĞIT KESTİ Mİ?
Bıçaktan
ve tüm kesici aletlerden daha fazla acıttığını biliyor musunuz?
Günler
süren bir sızı yaratır. Kabuk bağlamaz, geçmez, yani öldürmez ama süründürür
Pek çok kişinin
hayatından, iz bırakan biri gelip geçmiştir. Duvara
çarpmış gibi sersemletir.
Uzun süre
kendine gelemezsin.
Üstünden kaç aşk
gelip geçer, o bir türlü geçmez.
Sırası
gelince herkes o vurgunu yer.
Kaçmak
neredeyse imkansızdır!
“Hayatta
bir kere mi aşık olunur?”
Bu tartışma yıllardır sürer gider.
Kimine
göre insan gerçek aşkla bir kere tanışır;
kimine
göre aşk insanın karşısına pek çok defa çıkabilir.
O kısım
bence aşka nasıl baktığınıza göre değişir ancak şu bir gerçek ki,
insan bir
kere kalbin bekaretini bozacak darbeyi yer.
Genellikle
20-40 yaşları arasında bir yerde,
ömrünüzün sonuna
kadar adını unutmayacağınız ve yüreğinizde kağıt kesiğine benzer bir acı
bırakan şahısla karşılaşırsınız.
Suçiçeği
veya kızamık geçirmek gibidir.
Tek fark,
sizi aşı da kurtaramaz!
Öteki
tarafta cehennem vardır ya da yoktur, orası inancınıza kalmış …
ama dünyada
cehennemi yaşadığınız süreç, o şeytanla karşılaştığınız zamandır.
Hepimizin
hayatında birinin parmak izi kalır.
Aradan
kaç yıl geçerse geçsin, onun bıraktığı izler kolay kolay silinmez.
Şahit olduğum,
dinlediğim ve yaşadığım pek çok hayat hikayesinde, bu durum dikkatimi
çekmiştir.
Yaşadığımız
hayat, uzun bir yolculuktur. Arabayla uçsuz bucaksız bir yolda ilerlediğinizi
hayal edin.
Yolun bir yerinde
karşınıza bir tabela çıkar.
Üstünde “ GERÇEK DÜNYAYA HOŞ GELDİNİZ!” yazıyordur.
Elbette o yazıyı
görmezsiniz, siz o sırada tabelayı elinde tutan kişiye
bakıyorsunuzdur!
Verdiğiniz
bu moladan sonra, elinizde sarsılmış inançlarınız duruyordur.
O güne
kadar bildiğiniz her şeyin yanlış olduğunu görürsünüz. Ve kalbin bekareti
bozulmuştur!
Aşk, sevgi
ve insanlar üzerine inandığınız bütün değerler, yerle bir olmuştur.
Sizin
şeytan üstüne düşeni yapmış ve yüreğinizde iyileşmesi zor olan o yarayı açmıştır.
Ardından
dökülen gözyaşları, beddualar, içilen yüzlerce sigara ve kadehler dolusu alkol; hiçbiri kısa zamanda toparlanmanızı sağlamaz.
Aradan
yıllar geçer, siz yeniden seversiniz, belki evlenirsiniz, hayat devam eder. O kişiyi affedersiniz. Aklınızın
ucundan bile geçmez üstelik!
AMA O KAĞIT
KESİĞİ YOK MU? Hiç ummadığınız yerlerde ortaya çıkar.
Bir filmin içinde bir
sahnede, bir romanın ortasında, bir dostun başından geçen olayda, birden
kendini hatırlatır.
Yüreğinizdeki
sızıyı hissedersiniz.
Bu acıyı
yaşamayan yürekler kolay kolay büyümez.
Hayat
karnesinin önemli derslerinden biri olan
Şeytan ile
karşılaşma, diploma alabilmenizin gerekliliğidir.
Ancak
şunu unutmayın!
Farkında
olun ya da olmayın,
siz de
başka birinin hayat yolculuğunda
elinizde
bu tabelayı mutlaka tutarsınız:
“GERÇEK DÜNYAYA HOŞ GELDİNİZ!”
--
Herkes
Gülüşümü Görüyor
Kimse savaşımı görmüyor.
Herkes
sesimi duyuyor
Düşündügümü kimse bilmiyor.
Herkes
yazdiklarimi okuyor
Gözyaşlarimi kimse görmüyor.
Herkes
beni tanidigini saniyor
Ama kimse benim kim oldugumu bilmiyor.....
\\*GÜLÜMSE*//
H.OZKAN