Büyük İskender, ünlü filozof Diyojeni birbiri üstüne yığılmış insan kemikleri arasında bir şeyler arakken görür. Ve alaycı bir gülüşle ne yaptığını sorar. Diyojen, zafer sarhoşluğuna kapıldığını fark ettiği hükümdara babanız Mak…edonya Kralı II. Philip’in kemiklerini arıyorum ama hangi kemiklerin kölelere, hangilerinin babanıza ait olduğunu bir türlü kestiremiyorum”. cevabını verir. Evet, bir kitap okurken dakikalarca bu küçük diyaloğun üzerinde düşünmeye başladım. Acaba Diyojen Büyük İskender’e neyi anlatmaya çalışıyordu verdiği cevapla. -Alçakgönüllülüğümü Aşırı özgüvenin yanlışlığına mı? Başkalarının kim olursa olsun saygı duyulmaya değer olduğuna mı? Kim bilir belki de hiç biri… Evet, İnsanlar doğar, büyür, üretir ve ölür hiç istemedikleri zamanlarda. Önce fakir bir ailenin çocuğu olarak hayata bir şekilde başlamanın haksızlık olduğuna inanan insanlar olur. Savaşır, didinir, çalışır, kazanır, kaybeder ve bir zamanlar fakir doğmanın acısını çıkartır. Bir iş yapmaya başlar. Önce işe bir binanın temelini kurmakla başlar. Temelden kocaman bir bina yapmak için sermaye, çevre ve pratik bir zekâya ihtiyaç duyar. Pratik zekâsıyla kurduğu temele bir değer kazandırır. Çevre ile reklam yapar. Akıl ile çevreyi birleştirip sermaye yaratır. Ve bina yükselir. Onu yöneten bir akla ve o aklın kalıplarına göre o binadan bir kadro oluşturulur. Büyüdükçe büyür bina. Etrafında küçük binacıklara dönüşür akla zarar vermek isteyen kötü insanlar olur. Her defasında o aklı durdurmaya çalışırken başarısız olup yeni taktikler denerler. Paranın hırsa, öfkeye, tutkuya dönüştüğü yerde bireysel, toplumsal insaniyet duygusundan eser kalmaz. İnsani duygular yenik düşer paraya, zevke, şöhrete. Bir birine üstünlük sağlamaya çalışan akıllar savaşlar barışlar yapar. Oysa hiç durmaz içteki nefret ve bencillik. Zaman geçer o akıl büyür. Vazgeçilmez olur. Her yerde o aklın acımasızlığı her yerde o aklın şefkati. Çok bedel öder geldiği yere sağlam ayak basmak için. Geçmişine dönüp baktığında geleceğine gülümser, geleceğine dönüp baktığında geçmişinden utanır. Kim bilir belki geleceğinden utanırken geçmişine gülümser. Hayat bir yolun tam orta yerinde bir durak gibi. Bir dolar, bir boşalır. Kimi gider, kimi gelir. Ama herkes ya olduğu yerde ya da olacağı yerdedir akıl bir gün bir sokak ortasında vurulur ve incinir. O aklın içinde büyüyenler melodilerini hatırladıkça ağlar ve üzülür. Gizliden bir gözyaşı dökülür. Her şey orda biter günler geçer zaman yine akıp geçer bir sanatçı bir yazar bir prens bir kral bir imparator bir dilenci bir köle bir akıl ve bir insan kayıp gider. Evet, ünlü Filozof Diyojen, Büyük ve Kudretli İskender’e anlattığı şey şudur. Hayat çağlar boyu akıp gider yalnız ve yalnız bizleri birbirimizle eşitleyen tek şey kalır o da ölümdür. Bir kölenin kemiklerinden Kral II. Philip’in kemiklerini ayırmak mümkün mü acaba? Asla.
Güzel Sözler - Özlü Sözler - Anlamlı Sözler - Deneme Yazıları Makale
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Güzel Sözler - Özlü Sözler - Anlamlı Sözler - Deneme Yazıları Makale