İzleyiciler

2 Kasım 2011 Çarşamba

Tao Der ki, ''Sevişin Ama...!''

TAO DER Kİ: SEVİŞİN AMA... (I)




This image has been resized.Click to view original image
"Erkek Yang'dır, Yang'ın özelliği çabucak isteğinin kabarmasıdır. Ama gene çabucak da doyuma ulaşır. Kadın Yin'dir, Yin'in özelliği öyle çabuk isteklendirilememesidir. Ama bir kez isteklendi mi kolay kolay doyurulamaz"
(Wu Hsien- Taocu Sevişme ustası.)

Cinsellik çocuk oyuncağı değildir. İnsan doğuştan iyi bir aşık olarak doğmaz. Erken boşalma ve orgazm olamama da kader değildir. Cinsel başarı öğrenilebilir bir şeydir. Biraz teknik bilmenin kimseye zararı olmaz. Hatta kimi durumlarda olmazsa olmaz.

Bu kadar ahkam kesmeye alışık değilim ama defa bahsedeceğim konu ortaya kesin yargılar koymayı gerektiriyor. Ciddi bir konudan, cinsellikten ve onun tekniğinden bahsedeceğim. Bu tür kesin ifadelerle üslubumdaki "konunun uzmanı" etkisini arttırdığımı düşünüyorum. Derdim o...

Rehberimiz Tao, konumuz sevişme sanatı... Bu eski Çinliler, seks bilimi konusunda çok iddialılar. Uzun yaşama saplantılarını bile cinsellikle bağdaştırıyorlar. Meseleye onların baktığı taraftan baktığınızda cinselliğin "kutsal kitabının" eski Çin'de yazıldığını fark ediyorsunuz.

Uzak Doğu'lu ustalarımız, Taocu sevişmeyi bilmeyen birinin durumunu bir yemeği doya doya yemek isteyen ama midesinde yer kalmadığı için arzuladığı gibi yiyemeyen boğazına düşkün bir kişinin durumuna benzetiyorlar. "Ama" diyorlar, "Taocu sevişmeyi uygulayan bir çift söz konusu olunca onların en sevdikleri yemek her zaman önlerindedir, her zaman da midelerinde o yemeği yiyecek yer vardır"

Taocu seks anlayışında erkeğe kadından çok iş düştüğünden aslında doğru olan bu konunun detaylarının bir erkek tarafından anlatılması. Kaç aydır bu konuda yazacak bir beyefendi nasılsa çıkar diye bekliyorum ama nafile...Serdar Turgut bu aralar daha çok ekonomi yazıyor. Ondan ümit yok. Ya "seksoloji" ile daha çok kadınlar ilgileniyorlar ya da erkekler işin teorisini pek önemsemiyorlar. Üstelik aylardır gözüm Agora'nın müdavimi Yaşar Aksa'nın yazılarında, bu konuyu yazsa yazsa bu adam yazar diye bekledim bunca zaman ama nerede? Erkeklere fazla yüklenmemek gerekiyor aslında cinselliğin bir bilim olduğunun pek azı farkında. Belki Yaşar Bey de "Tao"nun yalnızca bir Çinli düşünür olduğunu zannediyordur.

Neyse iş başa düştü...

Tao der ki, erkeğin ersuyu yaşamsal bir özdür ve öyle denetimsiz savurganca harcanmamalıdır. T'ang döneminin (618-916) en önde gelen hekimi Sun S'sû-Mo da aynı konuda "Eşsiz Öğüt" isimli kitabında, "Savurganca ersuyunu harcayan kimse hasta olur ve bu savurganlığı sonucunda ersuyunu tüketirse ölür. Erkekler bunun böyle olduğunu hiçbir zaman akıldan uzak tutmamalıdırlar."

Taocu sevişmeyi öğrenmiş bir çiftin, birbirlerini doya doya seyretmek, bol bol okşamak, cinsel iştahlarınını artırıcı kokularının ve benzer bir çok ayrıntının keyfine varmak için istedikleri kadar zamanları vardır. Canları ne zaman isterse, her vakit bulduklarında sevişebilirler. Dolayısıyla, erken boşalma ya da orgazm olamama gibi bir sorunla karşılaşmazlar.

Bu işin iki taraf için faydaları saymakla bitmez. Kendine güveni artan erkek yatak arkadaşının istediği kadar uzun ve sık sevişebilir. Bu yüzden erkek kadının Yin özünden, kadın erkeğin Yang özünden tam anlamıyla yararlanabilirler. Sonucunda her ikisi de eşsiz bir dinginlik, zihinde bir durulma, rahatlama yaşarlar ki buna "Yin/Yang uyumu" ya da "Uyumun Taosu" denir.

Eski metinlerde kadın ve erkeğin güçlerini karşalaştırmak için kullanılan ateş ve su benzetmesi nedensiz değildir. Ateş, Yang'dır, çabucak sıçrayıp, tutuşabilir. Ama Yin gücüne sahip su onu söndürebilir. Güçlerin ancak karşıtı olan güçlerle eşlenip bütünleşeceğini inanan Taocu düşünceye göre, ateş ve su, yer ve gök, nefes almak ve nefes vermek gibi pek çok karşıt güç bir cinsel güçle özdeşleşebilir.

Taocu sevişmenin en önemli bölümü boşalmanın denetimidir. Dilerseniz burada, "Taocu Sevişme ve Seks"kitabının yazarı Jolan Chang'e de kulak verelim;

"Kendini nasıl gevşeteceğini, gerginliklerini nasıl gidereceğini öğrenen çevresiyle uyum sağlayan Taocu genellikle yaşamın tam anlamıyla keyfini çıkarmaya başlar. O zaman da uzun ve sağlıklı bir yaşam arayışına daha da büyük ilgiyle yönelirler. Hemen bütün eski hekimlerin Taocu olmasına şaşmamak gerek..."

Chang, Taocu sevişme konusunda üç temel kavrama dikkat çeker:

Birinci kavram, bir kimsenin yaşına ve sağlık durumuna göre ayarlayacağı iki boşalma arasındaki en uygun aralığı bulmayı öğrenmesidir. İkinci kavram, eski Çinlilere göre boşalma zevk esrikliğinin en son noktası değildir. Bir kimse bunu öğrenince sekste boşalma dışında çok daha üstün, çok daha güçlü yeni zevkler keşfedecektir. Üçüncü kavram, kadının doyuma ulaştırılmasının gerekliğidir.

Bu anlayış erkekle kadına istedikleri kadar çok ve istedikleri kadar uzun sevişme imkanı vermesinin yanında Çinde Taoculuğun başlıca etkin felsefe olduğu sürece özgür ve sağlıklı cinsel yaşamın gelişip oluşmasına da imkan sağlamış.

Güzel Sözler - Özlü Sözler - Anlamlı Sözler - Deneme Yazıları Makale

Nil Gün'ün Çekim Yasası'ndan

Nil Gün'ün Çekim Yasası'ndan

- Evren her şeye “evet” der. Ben başarabilirim, dersen başarırsın.

- Söz, düşünce, duygu ve davranışlar bizi etkiliyor.

- Sadece niyet yeterli olmaz. Davranışların ile niyetini göster. Çünkü başkaları bizi davranışlarımıza değerlendiriyor.

- Evren “evet” der. Gelecek zaman kullanma ifadelerinde. “İstiyorum” dersen sadece, isteme aşamasında kalabilirsin. Sözün büyüsü var. Yapıyorum, de. Oluyor, de.

- Olumsuz şeyleri duygusal yatırım yapmadan dile getirebilirsin. Aksi takdirde uzak dur.

- Değerlendir ama yargılama. Yargıladığımızda, yargıladığımız özelliği kendimize çekiyoruz.

- Kıskançlık ile Evren’e “o bende yok” mesajını veriyoruz. Evren bunu onaylıyor.

- Ne yaparsak kendimize yapıyoruz.

- Bizler özde biriz. Aynı okyanustan gelen ama farklı şekilli kaplarda dondurulmuş buzlar gibiyiz.

- Hayatınıza gelen olaylara dikkat edin. Mesajı aldığınızda tekrar eden olaylar biterler.

- Ağrılar sinyaldir.

Gizli Bahçemiz / 9 Kutsal Bahçe

" Gün Ağarmış fahişeler hala sokaklarda
Keşler kıyı bucak yabani gözlerle ışığı arıyor
Şişko bir kadının basamak çıkmaktan soluğu kesilmiş
Geçip gidiyor çöp karıştıran kaygılı bir adam
Soytarılar, herkes güvercinlerin krallığında
Yaz göğü kurşuni bulutlarla kaplamış.


Tao her yerde, ama bazen vazgeçemediğimiz alışkanlıklarımız, içinde yaşadığımız kötü çevre ve koşullar ona baskın çıkıyor. Her birimiz insan olarak eşit değerdeyiz, ama duyarlılıklarımız farklı. " diyor ve devam ediyor Deng Ming-Dao yazısına.

Üzerinizdeki Yükü Atmanın Yolları

Stresten uzak bir hayat sürmek pek mümkün değil ama stresle başa çıkmanın yollarını öğrenmek size yarar sağlayabilir. Stresle başa çıkmak deyince bunun çeşitli yolları var, bunlardan biri de gevşeme teknikleri.
Uzmanından öğrendikten sonra kendi başınıza rahatça uygulayabileceğiniz temel gevşeme tekniklerini kullanmak hiç de zor değil. Gevşeme teknikleri strese verdiğimiz negatif yanıtları azaltarak daha iyi bir yaşam kalitesine ulaşmamıza yardımcı olur. Zira bu teknikler stres yönetiminin temeli sayılabilir. Şunu hemen belirtelim ki gevşeme yani relaksasyon dediğimiz şey, sadece zihinsel huzura kavuşmak veya bir hobi ile uğraşarak zihnimizi dinlendirmekle ilgili değildir. Gevşeme, hayatın güçlüklerinin zihnimizdeki ve vücudumuz üzerindeki yüklerini azaltan bir süreçtir. Bu bağlamda gergin hayatımızı gevşetmenin, sağlığımız üzerinde olumlu etkileri olacağını söyleyelim ve birkaç basit gevşeme tekniğini birlikte inceleyelim.

Zorla Gülmek Zararlı

Zorla Gülmek Zararlı

Gülmek ömre ömür katıyor. Ama nezaketen gülümsemek ömrü kısaltıyor. İşi gereği sinirli müşterilerin ya da üstlerin kabalıkları karşısında nezaketini korumak zorunda olanlar tehlikede.

İnsan Özgürlüktür - Osho

insan Özgürlüktür - Osho

Gerçek insanları sevmek zordur çünkü gerçek bir insan, senin beklentilerini gerçekleştirmeyecektir.

Böyle bir amacı yok. O, bir başkasının beklentilerini gerçekleştirmek için yaşamıyor, kendi hayatını yaşamak zorunda. Ve ne zaman sana karşı olan yada senin duygu, düşünce ve varlığınla uyum içinde olmayan bir alana kayarsa, bu sevgi zorlanıyor.

Sen Kimsin ? - Osho Yazıları

Sen Kimsin ? - Osho Yazıları

Kim olduğunu bildiğini sanıyorsun...

Ben sana, “Sen kimsin?” diye sorduğumda, eğer gerçekten içine bakarsan yanıtın “Bilmiyorum” olabilir. Söyleyebileceğin her şey hafıza olacaktır sen değil. Tek gerçek, hakiki yanıt “Bilmiyorum” olabilir çünkü kişinin kendini bilmesi en son şeydir. Ben kim olduğumu yanıtlayabilirim ama yanıtlamayacağım. Sen kim olduğunu yanıtlayamazsın ama cevaplarınla hazırsın. Bilgeler bu konuda sessiz kalıyorlar. Tüm hafıza atıldığında, tüm lisan atıldığında kim olduğum söylenemez. Senin içine bakabilirim, sana bir jest yapabilirim; tüm varlığımla seninle birlikte olurum: Budur benim cevabım. Ama yanıt sözcüklerle verilemez çünkü sözlerle ne verilirse verilsin hafızanın, zihnin bir parçası olur, bilincin değil.


Osho
Güzel Sözler - Özlü Sözler - Anlamlı Sözler - Deneme Yazıları Makale

Neşeli Olmak - Osho Yazıları

Neşeli Olmak - Osho Yazıları

Kimse çocuklarının dans etmesine, şarkı söylemesine, bağırmasına ve zıplamasına izin vermez.

Önemsiz nedenler yüzünden — belki bir şey kırılabilir, eğer yağmurda dışarı fırlarlarsa elbiseleri ıslanabilir — bu küçük şeyler için muhteşem bir manevi nitelik, neşe tamamıyla yok edilir.

Özgürlüğün Psikolojisi - Osho

Özgürlüğün Psikolojisi - Osho

Özgürlüğün iki yüzü vardır ve eğer sen sadece bir tarafını, tek bir yüzünü dene- yimliyorsan, özgürlüğün üzüntüyle karıştığını hissedeceksin. Özgürlüğün bütün psi- kolojisini anlamak zorundasın.

İlk tarafı, bir şeyden özgürleşmektir: milliyetten, belli bir kiliseden, bir ırktan, belirli bir politik ideolojiden. Bu özgürlüğün ilk kısmıdır, özgürlüğün temelidir. O her zaman bir şeydendir. Bir kez bu özgürlüğe sahip oldun mu çok hafif ve iyi ve mutlu hissedersin. Ve ilk defa kendi bireyselliğinden keyif almaya başlarsın çünkü bireyselliğin, özgürleştiğin tüm bu şeylerle kaplanmış haldeydi.

Ruhun Sevmesi

Ruhun ne sevilmeye ne de sevmeye ihtiyacı vardır. O sadece sever ve sevgisini sunmak ister...





İnsanın en derin ve en gerçek özlemi sevgi arayışıdır, derler.
Doğrudur... Ama dikkatli olmak lazım. Çünkü insanların çoğu ne yazık ki sevgi arayışı sandıkları şeyin tek boyutlu olduğunu ve asıl derdinin sevilmek olduğunun farkında bile değiller.
Ego sevilmek, çok ve hep sevilmek ister. Koşulsuz sevgiyi de sadece kendisi için ister.
Egonun ihtiyacı sevilmek, ruhun ihtiyacı ise sevgiyi ifade etmektir.
Ruhun ne sevilmeye ne de sevmeye ihtiyacı vardır. O sadece sever ve sevgisini sunmak ister.
Sevilmenin peşinde olan egodur sadece.
Ego, her ne kadar dilinden sevgiyi eksik etmese de çok sever görünse de hiç bilmez sevgiyi… Onun sevgiyi bilmesi için kendisini yok etmesi gerekir. Bunun içindir ki her şeyi kuşatan saf sevginin yerine, sevmek ve sevilmek diye aslında olmayan bir ikilik yaratır ve bu ikiliden sadece sevilmenin peşine düşer.